🎯 İlim Bilgeliği 🎯

Önder Karaçay Şiir ve Sözleri

🗣️ İlim Bilgeliği

Hikmetin bilgisi ilim ve irfana dönüşerek sır muhafızı dört büyük insanın sırları ile zırha büründü. İlim ile akan bilgi asil kanla buluşup bir bedende o gün bugündür bir başka türlü dolaşmaya başladı.

İnsan ruhunun iki ışığı var; biri bilgelik diğeri delilik!
Delirmeye gerek duymadı, yetti bilgelik.
Sen kimsin ki şetan ile baş edebilir misin? Adamın kolunu bacağını keserler diye tehdit etti şer!

O da bekliyorum gelin kesin dedi.

Aradan yıllar geçti hala gelip kolunu bacağını kesecekler!

Aklın vicdanını canlandırdı yazdıkları ile!

Zihninin sağlam tek ilkesi, yeri ve zamanı geldiğinde taşı gediğine koymaktı.

Henüz daha görevini tam tamamlamış değil.

Zalimleri kurtarmak için zulüm devam, kurtarın bizi diye bir tek yalvarmadıkları kaldı.

Hile, düzenbazlık ve kendi yararlarına algıyı yönetmek yaşamda tutundukları üç daldı.

Canlı ölülere mahşer tufanı ile döndürülenler daha yaşattıkları zulmü yaşayacaklar.

Başkalarından çaldıklarını geri kaybetmeyi tadacaklar!

Yaşananların ve yaşanması muhtemel durumların bir rehberidir bu koşuk,
12 Eylül 2012 sonrası 12’den 🎯vuruldukları için vuruldukları yer hala oyuk!

Az büyüklenmediler şeytana benzer egolarına güvenip.

Şişleri alındıktan sonra sindiler

Şimdi sinsi bir şekilde neler olacağını korku içinde camdan kulelerinin tepesinden seyrediyorlar.

Toplumun cehalet ve ihanet rasyoları da zalimliğe zemin kaybettirmeye başladı.

Bundan kim umutlu?

Arkasına aldatmak amacıyla sığındıkları kemale ermiş umuda sinsi düşmanlık ediyorlardı.

Kim veya hangi güç nasıl çıkabilirdi karşılarına!

Çok yivli, çok tetikli, yetenekli araçları ve kadroları vardı.

İnsanın varlığında yaşamayan ilim bilgeliği evrene ışık olabilir mi?

O ışık küllerinden yeniden doğan anka RA’dan yayılmaya başladı sonsuza kadar da evrene ışık olmaya devam edecek.

Güneş yeryüzüne ilk kez ne zaman doğru?

Sır taşıyıcıları sadece o ışığı, ışığın yönünü, ışığın yerini, ışığın ufkunu ve ufkun ötesini hatırlatarak insanlığa yeniden bir format attı.

Şeytanın da tepesi o gün attı.

Şimdi hezeyan içinde sağa sola saldırıyor.

Neden dünyanın her tarafı benden yana değil diye!

İç taşeronlar işte böyle yandı!

İlim bilgeliğinin bir insanın iç evinde yuva kurarak yerleşmesi için o zeminin de o yuvayı kurmaya uygun olması gerekir.

İlim bilgeliği rehber olunca eylem de ona yakışır bir hal alıyordu.

Ne zaman ne yapacak? Ne yazacak? Hangi hileli girişim ve faaliyetleri nasıl engel olunması gerektiğinin yollarını gösterecek? ilk kez şeytanın buna aklı ermiyordu.

Şaşkına dönmeleri çok uzun sürmedi

Tüm servetlerini reklama yatırsalar bu algıyı değiştiremezler

Fanatizme sarıldılar algı değiştirmek için oradada çuvalladılar

Küresel tefeciliğin bir oyuncusu olmak varken, şerrin derin yapılarında görevler almak varken fanatizm de nereden çıktı?

Ülkede kandırılması kolay fanatik çoktu!

Çünkü fanatizm ile başarı gelirse algı değişikliği oradan yürüyebilirdi.

Kitle imha silahı hala ellerindeydi. Her evde bilincini hedef yapan her beyne vicdansızca kurşun gibi sıkıyorlardı.

Fanatizm ile gelmesi beklenen başarıya kim izin vermiyor? Vermeyecek olan kim?

Kim bilebilir! İlim sahibi kim?

Sen bir küçük bakkal olarak yola çık, sonra ülkede hiçbir mahallede bakkal bırakma hepsini yut, sonra da haklı çık!

Sen toprak ağası iken tarlada senet tahsilatı yaparken para ağalığına taşıyanlara olan borcunu tefecilik yaparak ve küresel tefecilerin derin yapılarında görev alarak bu borcu ödemeye kalk!

Nerede var böyle bir adalet?

O ilmin ruhunun toprağında neler yetişiyor?

Onlar ise hile ile ekimi terk edilen toprakları topluyorlar !

Size o topraklar yar mı edilecek?

Densizlik çıkıp bize vaad edilmiş bu topraklar diyecek !

Bizde ha! Öyle mi diyeceğiz?

Kendilerini yoldan çıkartan benleri kinlerini besliyor.

Ebedi olana bağlı bu bilgi deryası

Şerrin de vardı bir rüyası

Uyandığında kendini bile göremeyecek riyası

Kim toplayacak bunların dünyanın her yerine yayılmış leşlerini

Leşleri dünyanın her yerinden toplammazsa dünya bugünkünden çok daha pis kokacak!

Şuursuz akıl mananın değerini bilmez.

Sarraftır söz ustaları gözden ve gönülden düşmeyenin üzerini çizmez.

Yaşattıklarını yaşayacak olanlara bundan sonra kimse üzülmez!

İçsel derinliğin gelişmediği bir bedende yaşanmış hiçbir yanlışın, insanın bilinçaltında olduğu gibi izi silinmez.

Yüksek ahlaka sahip ruhların yüceliğine ulaşmayan her benlik çiğ kalmaya mahkumdur.

Atalarımızdan yadigâr ilkemizdir;

Biz çiğ sevmeyiz.

Zulmü ve zalimliği pişirir öyle yeneriz!

Demesinler sonra bunlar hamdı!

Ölçüsüz kuvvete sahip olmaktı onlara yanlış yaptıran,

Cahil cühelayı toplayıp güce taptıran!

Mazlum olanların da bir gücü vardı bir türlü güç yetmeyen ve bir öncekini andıran.

Önder Karaçay

About Önder Karaçay

✓ Gerçek adalet; hakkı, hak yiyenin kursağında arar. ✍️ Önder Karaçay
Bu yazı Önder Karaçay Şiirleri içinde yayınlandı ve , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın