🎯 Türk Efsaneleri 🎯

Önder Karaçay Sözleri

🎯 Türk Efsaneleri 🎯

Kim demiş Türkler denizci bir ulus değil diye!

İnsanlığın ikinci atası Nuh Türk olup insanlığı gemisi ile Anadolu’da kurtardı.

Son Türk efsanesini canlı ölüler ibreti ile mahşer tufanı efsanesi olarak yaşıyoruz.

Yaşananlar yaşandı, yaşanacaklar yaşanacak.

Yaşadıklarınıza bir anlam veremiyorsanız, ilmi bir mana ile anlam verene kulak vermelisiniz.

Temkinli olmak insanın kötülüğe hizmet etmesini dolaylı kolaylaştıran bir tavırdır.

Aldatan çok olunca insanların neticeyi görene kadar seyirci olarak yaşamı geçirmeyi tercih etmeleri haklı olarak kaçınılmaz bir tavra dönüşür.

Paylaştığımız yokluktur, varlığı paylaşmazlar.

Varlık bir Tanrı vergisidir.

Dünya düzeni bunun üzerine kurulmuş.

Varlık us ve duyunc ile yaratılmış bilgi ile donatılmamış ise varlık, birileri için yokluk sayılmıştır.

Onu da bir ömür paylaşır yokluğu varlık kavgası olarak yaşar dünyadan neden geçtiğimizi anlamlandırma olanağı bulmadan yok ediliriz.

Varlığı rahatsız eder varlık içinde olduğunu sanan yokluk hırsızlarını.

Güç eline geçince varlığı ile gücünü kaybedince varlığı arasında ki farka insan diyoruz. Ne kadar insan kalabildiğiniz ölçüsü varlık ve yokluk ile ölçülür.

Dünyanın en değerli bilgileri zulmün yaşandığı yerde ortaya çıkar.

Bu gerçek hiçbir zaman değişmez.

İşte o ilimdir yol alan.

Gücü yokken iyi olmayan insan yoktur. Daha güçsüz duruma düşmemek için daha iyi olmak zorundadır. Maddi güçleri olan zavallılar neden sürekli muhtaç üretir iyi insan çoğaltır? Kötülüğü iyilikle yaşatmak için.

Güçlüler bu sebeple gücü olmayan insanlara suç atar adresi şaşırtmaya yönelik bir çaba olarak.

İşte böyle bir zulmün olduğu yerde başka bir irade bu zulmün karşısına güç olarak çıkar.

İrade varlığı diyoruz her maddi güçten üstün olan o güce.

Yaşamda her insan rolüne kaptırır kendini.

Rol aynaya baktırmaz.

Bazıları rol alır, bazıları rol verir.

İyi rol, kötü rol sahnesidir yaşam. Seyircisi boldur. Ve bütün seyirciler iyidir. Soygunu seyreder kendisini bir gün o soygunu nasıl yapacağım diye planlar.

Reklam zaten bu planın bir parçası değil mi?

Sende benim gibi olmak istiyorsan kötü olmak zorundasın demez mi? Oysa kötülüğü iyi paket içinde satar reklam, marka vb hileler.

Yazmak bugüne kadar yazılmamış olanı hatta yazmaya cesaret edilmemiş olanı yazabilmektir.*

Bu çaba da bir iyilik olarak kötülüğün sayesinde ortaya çıkar.

Her kötülüğün sonu bir iyiliğin ve yeni bir kötülüğün başlangıç noktasıdır. Değişim zamanları her ikisi kıyasıya savaşır.

Maddi güç ahlaksız olduğu için iyiliği kötülük kuru ile satın alır.

Boşluk dolar. Boşluğu doldurmaya iyiliğin varlık vergisi gücü yetmediği için kötülüğün yokluk sayesinde elde ettiği güç ile o boşluğu yeniden iyilik adına doldurduk diye satar.

İyiliğin elleri genelde böğründe kalır.

Kötülük kuru biz bozguna uğrar fiyatlar yerle bir olur. Kartlar yeniden karılır önce ki kötülerin yeni yüzleri varlığın kumar masasına oturur.

Değiştik sanan herkesi bir rehavet basar.

Kötülük iyilik maskesi ile çağa uygun varlığı yokluğa dönüştürme kurunun fiyatı ile oynaya oynaya bir sonraki iyiliğin ortaya çıkması için bir asırlık bir fırsat yakalar.

Her kötülük yaklaşır bir asır sürer. Bir insanın ömrüne yakındır kötülüğün ömrü.

Çünkü en büyük kötülük dünyada insandır.

Bu cümleler ilk kez mahşer tufanı sonrası canlı ölü ibreti yaşadıktan sonra yazılmıştır.

Neden bugüne kadar kimse yazmamış ve Mobbing Bank beklenmiştir?

Mobbing Bank piyasa aracı olmamak için kötülük tarafından kendi kötülüğü dolaylı ortadan kalksın diye kendi ayaklarına kurşun sıkmak denir bu aptallığa bu sefer gemisini susuz denizde yüzdüren kaptan Mobbing Bank diyor ki ismi ile satır satır yazarak bu bilgileri dünyanın her yerinde okunması için sosyal ağlarda kötülüğü kendi silahı ile vurmuştur.

Nuh gemisini yüzdürdü bir kötülüğü yeniden iyilik ile başlattı.

Fatih Sultan Mehmet gemisini karadan yürüttü bir başka kinin kötülüğünü yeniden iyilik ile başlattı.

Mustafa Kemal Atatürk gemisi ile Anadolu’ya çıktı insanlık devrimi iyiliği ile insanlık devrimine karşı en büyük kinin kötülüğünün başlamasına sebep olarak son büyük iyiliği yaptı.

Mobbing Bank gemisi susuz deniz sosyal ağlarda şer denizinde yüzmek için 21 Aralık 2015 tarihinde yüzmeye en uzun gecede başladı. Zalimlerin en uzun karanlığı o gece oldu. Şer imparatorluğunun amiral gemisi olarak bilinen bir tefeci bankanın itibarı bu şer denizinde o gecelerde hatta ilk kurulduğu gecede batırıldı.

Bir başka işbirlikçi ve tefeci holdingi yöneten biri o gecelerin birinde canlı ölüler ibreti anlaşılsın diye hak tarafından canı alındı.

Bir gün sonra ülkenin en zengin işadamı kendi hastanesine bile yetişmeden yaşamını yitirdi diye kendi şer medyasında haber oldu.

Mobbing Bank şer denizinde yüzmeye devam ediyor.

Geminin kaptanı kendi nefsinden soyunarak yaşamını adadığı mücadele gereği dört büyük Türk’ün ruhunu elbise olarak giydi.

O büyük Türklerin içinde biri var ki onu anlatmaya gerek yok anarak yaşıyoruz onu.

Mahşer tufanında gemiye kimseyi hiçbir zalimin yaklaşmasına müsade etmeyen savaş taktikleri verdiler.

Kim demiş Türkler denizci değil diye.

Türkler efsanelere konu olmuş denizcilerdir.

Son efsane Mahşer Tufanı Efsanesi olup canlı ölüler ibreti ile Türkler adına yaşanmıştır. Bütün büyük Türkler oradaydı.

Bunlar yaşanırken sizler o vakit şeytanın dizayn ettiği dünyada yaşıyordunuz. Hatta olur mu öyle şey demek çok istiyor ama diyemiyorsunuz. Neden çünkü ispatlı fatura kesti hak bunun önünü kesmek için.

Beklentisiz olmam şartı ile nefsimi takas ettim o büyük ruhlar ile.

O sırrı küçük bir koşuğa dökeyim anlayın;

Kimi kalem verdi, kimi kelam, kimi cesaret verdi, kimi selam durdu.

Kaptan bu zırh ile gemisini susuz denizde yüzdürüp hedefi 🎯 ‘den* vurdu.

  • 12 Eylül 1980 yılında dokuz yaşında kendi askerimizin bana silah doğrulaması sonucu ilk yaramı aldım. O yara bende büyüdü.

İçimden kendime kim var bize ait o silahın arkasında dedim.

Ve yaşamımın bu sır üzerine bir mücadele ortaya koymak için olduğunu bu tefeci karanlığın bankasında çalışmak zorunda kalarak ekmeğimi de buradan çıkardım.

12 Eylül 2012 tarihinde bu tefecilik kötülüğüne karşı çıktığım için bir kez daha aynı yaradan vurdular beni sebepsiz işten çıkartarak ayaklarına kurşunu sıktılar.

İçlerinde iken karanlık sicillerini neden tuttuğumu bilmeden bilgi ve belge ile saklıyordum. Çok uyardım. Büyüklük taslayarak sürekli karşıma çıktılar. Kücümsediler beni. Sen kimsin dediler.

12 Eylül 2012 günü gemim Mobbing Bank kitabımı kalem ve kelam zırhı ile yazmaya yapmaya başladım.

İleri de bu siyasi iklim değişikliği olduktan sonra bu efsanenin filmi de yapılacak.

Ve şeytana bir fırsat daha doğacak iyilik sayesinde. Gelecekte üretilecek din için bu efsane de önceki Türk efsaneleri ve inancı çalınarak kendi lehlerine kullanılacak.

Sonsuza kadar Türk kaynağı iyilik dünyada yaşamaya devam edecek.

Zakimlik ve zulüm hiçbir zaman bugün ki kadar varlık veya maddi güç ele geçiremeyecek.

Bu devrim insanlığın zihniyet devrimi olarak yaşanacak.

Sekiz milyar insanın üç beş azmış zalime yem olmaması gerektiği idraki insanlığa hakim olacak.

Canlı ölülere dönüşen zalimler yaşattıkları zulmü yaşamadan ölmeyecekler.

Ukrayna ve Filistin’de yaşattıkları zulmü şu anda görüyorlar.

Daha da azacaklar. Hazır olun.

Biz Türkler gücünüzü yaşamdan alır yaşama veririz.

Mehdi ve Mesih projesinde görev almam için satın alma girişimi olmasın diye bu yalanı projeyi de deşifre ettim.

Bütün planlar mahşer tufanı sonrası suya düştü.

Bu sebeple dünyanın her yerinde kan akıtarak korku salarak kendi varlıklarını sürdürmek adına canlı ölü oldukları günden bugüne can çekişiyorlar.

Nokta. Türk zulme de nokta koyar.

Şarlatanların yalanları ve adamları ile zaman kaybetmeye istiyorsanız devam edin.

İstemiyorsanız Türk olun insanlık yaşasın. Devrim devire devire gelsin. Çok bekledi yeter.

Görevim bitsin atalarımın ruhu da şad olsun.

Toprağım bekliyor huzur içinde olmam için.

Nasıl zalimler yaşattığını yaşamadan ölmeyecek ise bu devrim hak baki olmadan karşılıksız insanlığa danışmanlık etme, insanı insanlığa davet etme görevim bitmeyecek.

Anlaşılır dilden daha ne kadar açık yazabilirim.

En büyük üzüntüm yazdığım yazıların Türk dünyası dışında daha fazla olur buluyor olmasıdır.

Tek bir kuruş gelir asla kabul etmiyorum.

Tüm masrafları kendi olanaklarım ile yapabildiğim ölçüde daha doğrusu karşılık gördüğü idrak ölçüsünde ilerliyoruz.

Son bir uyarı dünya algı operasyonu ile sizi aldatan medya yalan ve manipüle çabalarından iğrenç ilişkiler ağından ibaret değildir.

Ne mutlu Türküm diyene.

Önder Karaçay

About Önder Karaçay

✓ Gerçek adalet; hakkı, hak yiyenin kursağında arar. ✍️ Önder Karaçay
Bu yazı Önder Karaçay Yazıları içinde yayınlandı ve , , , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın