🌔 Ayrımcılık ve İmtiyaz
Emperyalizm sömürmek istediği bir toplumu en az ikiye bölmek ister.
Ne kadar çok bölerse kavgayı ve karmaşayı o kadar artırır.
Lokmalar küçüldükçe yutmak o kadar kolay olur.
Bölmek ve ayrıştırmak gücü zayıflatma, birlik ve beraberliği yok etme projesinin propaganda aracıdır.
12 Eylül askeri darbesinin ardından sivil vesayete 1983 seçimleriyle tarikatçı bir işbirlikçi olan Turgut Özal iş başına getirildi.
Özelleştirmeyi emperyalizmin çıkarına başlatan ve yoksulu ezen neoliberal politikalar uyguladığı için eleştiri yapanlara ilk kez beyaz Türkler diyerek ayrımcılık yapan kendisiydi.
Mağdur edenlerin mağdur edebiyatı yaptığı dönem 12 Eylül ile başladı bugün devam ediyor.
İlk bölünme Mustafa Kemal Atatürk’ün bizim siyasi partilere ihtiyacımız yok milli birlik ve beraberliğe muhtacız demesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi bölünerek başlatıldı.
Her ideoloji, her siyasi parti emperyalizme milli birlik ve beraberliği yok ettiklerinin farkında ya da farkında olmadan hizmet ettiler. Bugünde hizmet etmeye devam ediyorlar.
Emperyalizme ilk hizmet eden zihniyet Demokrat parti oldu.
İkincisi Anavatan Partisi, son darbeyi vuran ise Adalet ve Kalkınma Partisi oldu.
Sonrasında her ideoloji ve siyasi bizde hizmet ederim yarışı içine girdiler.
Bugün hala aynı tutum devam ediyor.
12 Eylül vesayet rejiminin amacı egemenlik gücünü milletten alıp emperyalizmin işbirliçi iç gücü sermayeye vermekti.
Bugün sadece iktidar değil muhalefet partileri bile bu vesayetin altında halktan yetki almanın peşindeler.
Milletin temsil makamı Cumhurbaşkanlığı makamı bile iki başlı bir bölünme ile itibarı yok edildi.
Cumhurbaşkanı milleti temsil makamıdır.
Milli birlik ve beraberliği temsil eder.
Oysa Cumhurbaşkanı daha çok siyaset yapma şapkası ile hem bu makama hemde kendisine zarar verdiğinin farkında olarak ya da farkında olmadan büyük bir yanlışı sürdürmeye inatla devam ediyor.
Askeri vesayetin sivil devamı olduğunu Beyaz Türkler diyerek ayrımcılık yaparak gösterdi.
12 Eylül ile mücadele ölüm döşeğinde Kenan Evren’e ve darbeci generallere dava açmakla olmaz.
Nasıl olur?
Siyasi partiler yasasını demokratik bir yasa yaparak olur.
Seçenekleri halkın seçtiği ve kendi seçtiği seçenekler içinden kendini temsili yine kendi seçtiği bir sistem ile hem hukuka hemde demokrasi adına olmazsa olmazdır.
Bu iktidar 2002 yılında tüzüğünde siyasi partiler yasasını değiştirme sözünü tutmadığı gibi partide tek adam dayatmasını ülkeyi tek adam rejimine taşıyarak çok daha tehlikeli bir sürece soktu.
Bugün Cumhurbaşkanı adaylarını anket firmaları halka sorarak nabız ile belirliyor. Bunun arkasında da başka güçler vardır.
Yeni işbirlikçiyi toplum nezdinde öne çıkarma çabasıdır.
Bu sistemde kim seçilirse seçilsin hayat pahalılığı son bulmaz. Siyasi ve ekonomik krizler son bulmaz. İthalat, borç ve tüketim devam eder. Tasarruf, üretim, ihracat, istihdam ve kalkınma hayat bulmaz.
Piyasa denen soygun araçları bankalar, kredi kartı, bireysel kredi, faiz, kur ve borsa ile vurgun düzeni yıkılmadan 24 Ocak kararlarının tersini yapmadan milli üretim ekonomisine geçmek mümkün değildir.
Ayrımcılığı; ayrıcalıklı ve imtiyazlı olmayı ortadan kaldırarak yok edebilirsiniz.
İşbirlikçi sermaye ayrıcalıklı ve imtiyazlı olma limitini doldurmuştur.
Emperyalizmin taşeronluğunu yapmaktan vazgeçmedikleri için sermaye milli güvenlik sorunudur.
Kamulaştırma bu imtiyaza son vermek adına atılması gereken ilk devrimdir. Kamulaştırma sözü vermeyen tüm siyasi partiler sermayenin, dolayısıyla emperyalizmin işbirlikçisidir.
Devletin dolayısıyla milletin olanaklarını bir sonraki seçimi kazanmak için harcayan bir iktidar kendine hukuksuz bir şekilde ayrıcalık ve imtiyaz tanıma suçu işlemektedir.
Hiç bir ideoloji ve siyasi partiyi benimsemeyen, hiçbirine oy vermeyen, küskün ve taraf tutmayan kitle haklı ve en büyük güç olarak yurttaşlık bilinciyle milli birlik ve beraberliği tesis etmek adına devrimi zorlamaya devam ediyor.
İktidarı ve muhalefetiyle birlikte bu dayatma tarihe karışacak. Çünkü halkın yararına bir zihniyete sahip olmayan hiçbir siyasi partinin ve ideolojinin uzun vadede yaşama şansı yoktur. Ya hepsi hizaya gelecek ya da hepsi yok olacak.
[] Önder KARAÇAY []
-
Mahşer Tufanı Sonrası Yaşananlar // Firavun Sonrası Son İbret Canlı Helak // Önder Karaçay
Son Yorumlar
Arşivler
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
Kategoriler
Meta