🎯 Allah Yardımcımız Olsun Örgütü 🎯

🎯 Allah Yardımcımız Olsun Örgütü 🎯

Bugünün insanı boğuyor insanı!

Yaşanan gelişmeler ile ilgili insanların ne düşündüğünü soruyorum çoğunluk Allah yardımcımız olsun diyor. Bu bir birinden habersiz zulmü yaşatan bu örgüt ismi böyle çıktı ve bu yazıya başlık oldu.

Hemen bu örgütü kim kurmuş yeri yurdu nerede diye atlamayın. İyi yetişmemiş ve Allah ve din ile aldatının yaşandığı her yerde insanlar farkında olmadan bu örgüte üye olmuşlar bir yere hizmet ediyorlar habersiz.

İkna etmekte bir o kadar zor.

Kadiri diye bir tarikat varmış onun müridi denk geldi. Çokta cesurlar bir milyona yakın çocuğa Mustafa Kemal Atatürk hiç savaşmadı diye öğrettik diye bunu gururla anlatıyor.

Çürümenin boyutunu göstermek amacıyla bir tane örnek verdim.

Hepsi ayrı bir vurdumduymazlık abidesi sanki.

Kaybolan, satılan, yok edilen değerler sadece mücadele edenlere mi ait?

Neden tüm yaşananlar tüm yaşadığını zannedenleri ilgilendirmiyor?

Bu noktaya gelişimizde benim payım yok demek mümkün değilken o zaman hala bu tepkisizliği neye yormak gerekir?

İdeoloji canavarı tüm zalimleri suçüstü yakalamış iplikleri zamanın pazarına çıkmış iken hala müşteri buluyor olmalarını anlatmak gerçekten zor.

Psikoloji eğitim ve öğretimi almış uzmanlar bile toplumun sosyolojik psikolojik travması hakkında yeteri kadar neden bizlere bilgi vermiyorlar?

Yoksa onlarda mı ülkeyi terk ettiler?

Savaştan kaçan kaçana?

Bu savaş bir asır önce ki savaşa benzemiyor!

Yalnız her savaşta bir şey hiç değişmiyor!

Nedir o?

Toplumları her savaşta yaklaşık yüzde bir kesim yüreğini ortaya koyarak kurtarıyor.

Geriye kalan yüzde doksan dokuz yaşama geliyor yiyor, içiyor, geziyor, eğleniyor, seyrediyor, çoğu hayret ediyor ve yaşama hiçbir katkı sunmadan çekip gidiyor.

Her savaşın zorluğunun altında yatan sebep budur.

Aman ben karışmayayım.

Türk ailelerin çocuklarını bu şekilde yetiştirmiş olmaları bizim sürekli kaybetmemize ve yeniden savaşarak kazanmak gibi bir mecburiyete itiyor.

Bundan sanırım vazgeçmek gerekiyor.

En azından bundan sonra ki kuşakların yetiştirilmesini kurtarabiliriz.

Kendisini ilgilendiren her konuya olan ilgisizliği yok edecek bir aile, okul, çevre ve toplum eğitimi ve öğretimi yaşam biçimi olmalıdır.

Sağlam bir gelecek sağlam yetişmiş bir toplum ile mümkündür.

İçinde düşmanı bağrına basarak besleyen bir toplumun başı beladan kurtulmaz.

Köy enstitüleri bunun için hefefe konuldu ve eğitim ve öğretim din düzeyine düşürüldü.

Yetmiş beş yılda ihanet içinden ihanet seçimi yapmak gerekir ise bu topluma yapılmış en büyük ihanet köy enstitülerini kapatmak ve eğitim ve öğretimi din düzeyine imam hatip, tarikat, cemaat, diyanet ve siyasete bırakmaktır.

Rusya bugün yeryüzü çetesine kafa tutuyor ise akılcı ve bilimsel temele dayalı insan yetiştirmek yoluyla ürettiği silahlar sayesinde kendi devlet, toprak ve ulusunu koruyor.

Biz tehdidi yobaz bir bataklıkta bağnaz, ırkçı milliyetçi ve bölücü insan yetiştirme tarzı dolayısıyla kaybettik.

Allah yardımcımız olsun örgütüne üye milyonlarca insan var kurtarılması gereken.

Sen us ve duyuncunu kullanmaz isen Allah’ın kim onu bile bilemezsin.

Allah neden yardımcı olsun ki; gerçek yaratan us ve duyuncunu doğru kullanmayanlara cezan neyse çek diye yardımcı olmaz. Görüyorsunuz olmuyor zaten. Mahşer tufanı sonrası kurtuluşu her insanın kendi çabasına bağlı olduğunu ve tarafını doğru seçmesine bağlı olduğunu bir kez daha hatırlattı yüce yaratan. Anlayanı az olduğu için zulüm sürüyor. Allah ile aldatanların zaten amacı bu seni o ağa düşürmek ve sürekli yalvartmak.

Yalvartmıyorlar mı?

Türbe yalatıyorlar insanlara türbe!

Allah ile din ile aldatanlar kendilerini Allah’ın yerine koyar senide kendilerine taptırır hale getirirler.

Bu ülkede papaz ve yobaz olmak en kolay iki yoldur.

Batıya çalışmak için gidenler ya da erasmus benzeri burslar ile ve farklı belgeler ile eğitim ve öğretim görenler batı çetesi yararına papaz olur gelirler.

Ülkede kalanların çoğu ise kendini bir tarikat veya cemaatin içinde bulur yobaz olur.

Her iki taraf bir araya bunları oynatan kuklacı tarafından getirilir ve ülke ve toplum üzerinde her oyun oynanır.

Osmanlı devleti döneminde Tevfik Fikret bile oğlu Haluk’u batıya eğitim ve öğretim için gönderir. Oğlu döndüğünde papaz olduğunu görür ve kendisiyle yüzleşmek için Haluk’un defterini yazar.

Okumayan bir toplum olduğumuz için Haluk’un defteri çoğu insan ne anlatır bilmez.

Selçuklu devleti de, Osmanlı devleti de aynı yöntemle yıkıldı.

Aynı yöntemi yetmiş beş yıldır Türkiye Cumhuriyeti için deniyorlar.

Tarihi birikim ve bu birikimi bilen ve bunu doğru kullanan insanlar hala var ve en büyük umut onlar.

Allah yardımcımız olsun örgütüne üye insanlardan bize bir fayda gelmeyeceği gibi yarın yeni kötülük yine onlardan gelebilir.

Biri çıkar yine en kolay onları aldatabilir.

Bu yüzden her insana bir insan düşer bu sinsi örgütten bir insan kurtarmak en büyük kazançtır.

Her şeyde aşırıya kaçmak kötüdür diye bir inanış var.

Fazla şükür de kendine kötülüğün bir yoludur.

Önder Karaçay