🎯 Emperyal Bir Talep Olan Tek Adam Dayatmasının Sonu 🎯

🎯 Emperyal Bir Talep Olan Tek Adam Dayatmasının Sonu 🎯

Bunu yazmakta bize düştü. Bunu yazabilecek bu ülkede bugün başka bir yazar bulamazsınız. Bu şunu gösteriyor; yazın dünyası para karşılığı bir çıkara hizmet karşılığı toplumu yeni bir tuzağa düşürmek amacıyla yazıyor. Artık bununda sonu geldi.

Bir dönemin maddi karşılık ile algı değiştirmek amacıyla siyaset yazan fosil gazetecileri de tarih olacak.

Bütün yetkiyi bir kişiye veren bir toplum yetkiyi verdiğinin ertesi günü o kişi karşısında haklarının dilencisi olur.

Olmadı mı?

Yetki vermek almak kadar kolay değildir.

Bunu yaşayarak deneyim eden bir toplumuz. Şu an bu deneyimin ürettiği acıları yaşıyoruz.

Hatta aynı yetkiyi almak isteyenleri halkı aldatarak bir kişiden kurtulmak için bir kişi arayanları çoğaltır.

İstanbul büyükşehir belediye başkanı bu fikir için tek adam isteyen batı sömürgesi tarafından sahaya sürüldü. Önce tek adamı değiştirelim sonra tek adamdan kurtulalım fikri şu anlama gelir; tek adam bir kere değişir ise kurumsal bir seçenek haline gelir sonra bir süre bu şekilde toplumun hoşuna giden işler yapılarak göz boyanır sonra alışkanlık haline gelir sömürü düzeninin de düzeni bozulmaz.

Bu fikrin karşısında kapı gibi bir tek Mobbing Bank Türk Fırtınası kitabının yazarı en yüksek düzeyde tepkiyi koyarak toplumu uykudan uyandırınca işler zalimler için iyice sarpa sarmaya başladı.

Askeri veya sivil darbe yapamıyorlar kilit edildiler. Ekonomiyi krize soksalar kendileri batacak bunu yapmakta işlerine gelmiyor.

Dayattıkları fikri de toplum artık yemiyor.

Yeni bir dünya düzeni doğuda kuruldu. Batı buraya sızmaya çalışıyor.

Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusu batı çetesinden ve Ortadoğu kültürü belasından çok çektiği için yönünü doğruya kendine ve aslına değişen şartlar zorladığı için dönmek zorunda kalıyor.

Ortadoğu ve müslüman oldukları şaibeli ülke yönetimleri onca tavize rağmen göbekten bağlı oldukları batı çetesinin emri ile bir asır önce olduğu gibi yine bizi satmaya başladılar.

Bunlara güvenerek aldatanlar bir kez daha yıkıldı ve ortada kaldılar.

İste Rusya devlet başkanı bölgenin bugün ön görüsü en yüksek lideri olduğu için bunu fırsata dönüştürdü ve ülkemizi batı çetesinin elinden kurtarıyor.

Bir kişi fikrine karşı çıktığım gün ki çizgide olan herkes ile birlikte bu haklılık bugün artık çözüm arayışları da iflas edince bu yetkinin devrim ile geri alınması gerçeği en güçlü çare olmaya başladı.

Kitle imha silahı medya tarafından emperyal ve sömürgeci sermayenin düzeni bozulmasın diye hazırlanan herkesi iletişim kanalları tıkalı olduğu halde çok çaba harcayarak yetkinin sürdürülebilir sömürge lehine devam etmemesi adına direniş sürüyor.

Ekonomi çuvallamayı hızlandırdı.

Kodamanların vergisini silen zihniyet bu yaşam pahalılığı sürerken çözüm vergileri artırmak olmadığı halde yine batı çetesinin adamlarının yanlış uygulamaları ile yeni bir kötülük daha yapıyorlar. İbret sonrası tersi yönde toplum ile inatlaşma yoluyla kendi kendilerini bitirecekler demiştik. Nasıl olması gerekiyor ise öyle oluyor.

Anadolu topraklarında ne zaman Ortadoğulu ayakların zihniyeti yürümeye başladı ise çölleşme de her konuda o gün başladı.

Bunun başlangıç tarihini tarihe halifeliğin İstanbul’a geldiği günden beri böyle demek en güçlü tarihi gerçektir.

Bu iyi ile kötünün kavgası o gün bugündür bitmek bilmiyor.

İyiler yeniden kazandı. Kötüler teslim olmuyor kuyruğu madde güçleri ile dik tutma inadı sürüyor. Bir müddet sonra bu da mümkün olmayacak.

🎯 Derin Yapılar Tek Adam Rejimini Kutsallaştırmak İstiyorlar 🎯

Derin yapılar siyaseti domine etme huyundan vazgeçmiyor.

28 Şubat sürecinde bu Zihniyet iktidar olsun diye yırtınan emperyal taşeron sermaye (burjuva/kodamanlar ne derseniz deyin) 31 mart yerel seçimleri ile tarikat ve cemaatleri kimin yönettiğini Adıyaman’da CHP’ye kazanma fırsatı sunarak biz kimi istersek o iktidar olur demek istediler.

Cumhuriyet devrimlerinden yana olan ve yetmiş beş yıllık zulüm bitmesi gerekiyor diyen değerleri çıkarlara satmayanlar devrim ve kamulaştırma demeye başladı.

Pazarlık ile birbirine dokunmadan yumuşak geçiş ve normalleşme adı altında oyun değişmeden oyuncu değişikliği yapma olanağı ekonomi, adalet, demografik yapı değişikliği dayatması vb sayısızca zorluk varken bu yıkım sürecinin tüm taraftarları birbirlerini satarken bile çuvalladı sonra yine birbirlerine tehditler savurdular yeniden kuzu sarması beraber yola yürüme kararı aldılar.

İktidar ve muhalefet her iki tarafında niyeti Türk ulusunun beklentileri ile uyuşmuyor.

Halk devrim ve kamulaştırma istiyor.

Bunu sahiplenen tek bir siyasi anlayış yok.

Cumhuriyeti kuran parti bugüne kadar yıkım sürecinin destekçisi olduğunu bildiği için o da derin yapı elinde bu ihanetin bir parçası olmuş durumda.

Bilderberg cemaatinin siyasi partilere yerleştirdiği kişiler hala o partilerde siyaset yapıyorlar.

Kendisi ile yüzleşemeyen kimse ile yüzleşemez yumuşama ve normalleşme bir hayal olarak kalır.

Neden çünkü niyeti sahih değildir de ondan.

Derin yapılar tek adam rejimini kutsallaştırmak istiyorlar.

Devletin başına bir Türk gelmesin, devrim ve kamulaştırma olmasın yarım kalan Türk insanlık devrimi tamamlanmasın tümünün tek derdi budur.

Bu devrimi engellemek tüm güçler ve güçsüzlükler bunların elinde iken bu mümkün mü?

Yüce yaratan ile toplumu din adında aldatıp toplumunun meyi var neyi yok çalıp çaldırdıktan sonra bu hileli kötülüğün bir bedeli olarak yaratanın gazabına bir ibretle uğradıktan sonra yüce yaratana sende kimsin demek budur işte.

Daha da azgın hale gelecekler denedim mi?

Filistinde kendi akıttığı kanda boğulan terör örgütü neden kendi sonunu getirecek kötülüğü yapmaya devam ediyor.

Bu yaşananlar onların elinde değil.

Yaratan kötülüğe de kendine yakışanı yaptırıyor.

Fanatizm ile kendini kurtarma derdine düşen zalim bir holdingin düştüğü durumlar normal mi sizce?

Kötü olmaktan istese bile vazgeçmeleri mümkün değildir.

Bütün insanlığı tehdit ede ede bitecekler.

Bu gerçeği kabul etmek ve kötülük yapmamak ikisi de bu azınlığa zor geliyor.

Yüce adalet işte böyle kilit etti.

Önder Karaçay

About Önder Karaçay

✓ Gerçek adalet; hakkı, hak yiyenin kursağında arar. ✍️ Önder Karaçay
Bu yazı Önder Karaçay Yazıları içinde yayınlandı ve , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın