Doyuramadığımız bir canavar büyüttük içimizde!
Şimdi kendimizi onun pençelerinden kurtaramıyoruz diye dövünüyoruz.
Varlık içinde yokluğa özeniyoruz. Yokken başkalarının olanakları ile kendimizi varlık içinde sanıyoruz!
Diğer taraftan varlığımızı daha da artırmak için canavarı beslemeye devam ediyoruz.
Doğa orada ekip biçmek için bizi bekliyor.
Ekip biçilecek topraklara beton döküyoruz.
Hazır gıdalar tüketip hazır gıdalardan şikayet ediyoruz.
Neden bu kadar yalnızlaştığımızın farkında mıyız? Bilmiyoruz!
Hem birbirimizi istemiyor, hem de çok özlüyoruz.
İkiyüzlülüğü çok sevdik.
Bu çağ ikiyüzlülük çağı.
Bir çelişki var bizde!
Paraya ve maddiyata sattık huzur ve mutluluğu. Şimdi nerede arayacağımızı bulamıyoruz.
O boşluğu bir kısmımız yazarak, isyan ederek, suçlu arayarak, kendimizi hiç görmeden teknoloji, tüketim, dedikodu ve yalanlar ile oyalanarak, rehavet içinde vurdumduymaz bir sorumsuzluk ile dolduruyoruz.
Her birimiz bir başka tarafa savruluyor.
Umursamıyoruz!
Hepimizin ortak gayretsizliği yüzünden yaşıyoruz bu kendi zulmümüzü!
Rahatımızdan vazgeçmeyi göze alamıyoruz.
Sonuçta kaybedeceğimizi bildiğimiz yolda bile bile ilerlemeye devam ediyoruz.
Farkında olmak bile bizi yolumuzdan döndürmeye yetmiyor.
Ne kentli olabildikdik ne de köylü olmaktan vazgeçmeyi başarabildik.
Kentleri kocaman köylere dönüştürdük. Hatta bir köyü içine sığdırabilen plazalara doldurduk.
Köylü köylülüğünü bilemedi, kentli kentli olduğunu.
Köyü kente, kenti köye taşımaya başladık. Kim nerede yaşamak istiyor bilemedik. Kentlerden köye gidenler köyde kentli gibi yaşamaya başladı. Köyden kente gelenler kenti köy yapmaya kalktılar.
Görgüsüzlük akıyor her tarafımızdan.
Zamanımızın yüzde yüzüne yakınını para kazanmak ve kazandığımızı harcamak için tasarladık.
Paranın peşinde koşarken helak olmayan insan neredeyse kalmadı.
Sanattan, kitaptan, tiyatrodan, felsefeden, edebiyattan, şiirden uzak durmayı itinayla başardık.
İdeolojik devinimler hala birilerini kendine esir etmiş durumda.
Gündemi siyasetin kısır döngüsü belirlemeye devam ediyor.
Fatura ödemek ve yeni faturalar çıkarmaktan başka bir gayretimiz yok.
Bizden sonraki kaçıncı kuşağın ödemesi gereken faturayı kestik bilmiyoruz.
Ne önemi var ki! Kendini düşünmeyen bir toplum gelecek kuşakları mı düşünecek!
Bizden sonraki kuşağın biri bize öyle bir fatura kesecek ki ya da kesmeli ki tarih bizi silmeli.
Aksi takdirde biz kendi hatamızı kendimiz görmeyecek kadar kör olduk.
][ Önder KARAÇAY ][
-
Mahşer Tufanı Sonrası Yaşananlar // Firavun Sonrası Son İbret Canlı Helak // Önder Karaçay
Son Yorumlar
Arşivler
- Temmuz 2024
- Haziran 2024
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
Kategoriler
Meta