Bir yanardağ gibiyiz.
Sözler ağzımızdan lav gibi gibi çıkıyor.
Rahatlıyor muyuz?
Hayır!
Neden?
Çünkü devlet manipülasyon aracı değildir.
Yeni bir deneme yapıyoruz diye bir savunma olabilir mi?
Devlet deneme tahtası değildir.
Devlet kimsenin hırsını deneme durağı değildir.
Yirmi yıldır beton ekonomisi ile faiz ve ranta çalışacaksın sonra da hangi niyetle olduğu anlaşılmayan dinimiz gereği diyerek Anayasaya aykırı davranarak birden bire faiz indirme inadı ile merkez bankasına müdahale ederek ve kur ile vurgun vurmak isteyen kötü niyetli herkese talep yaratan; faiz sebep, enflasyon sonuçtur fiyaskosu milli paramızın yabancı paralar karşısında değerini güven kaybı dolayısıyla kaybettireceksiniz.
Güveni kaybedenler iş başında kaldığı müddetçe yeniden güvenin geri kazanılması mümkün değildir.
İhracat yeni mi aklınıza geldi?
İhracatın önemli kısmı ithalat ikamesi ile gerçekleşiyor. Bunu yüksek fiyatlı döviz ile alıp uygun maliyetle nasıl üretip yüksek fiyata satacaksınız?
Üretim tesislerimizi intikam alır gibi hınçla babalar gibi satarken aklınız neredeydi?
Üretimi biz yapalım siz sadece borç, ithalat ve tüketim ekonomisi olun diyen batılı sömürgeci istilacıların aklı ile hareket edince aklınız neredeydi?
Alışveriş merkezleri açarak ülke ithal mal pazarına dönüştürülürken siz ne yapıyordunuz?
Sanayici diye beslediğimiz sözde sanayiciler ithalatçı, komisyoncu ve perakendeci oldular. İşbirlikçi sermaye para çoklamak için esnafı bitirirken siz bu ülkeyi yönetmiyor muydunuz?
Dünya bizden daha kötü diyorsunuz. Oysa hiçte öyle değil. Japonya da yıllardır kur fiyatı hiç değişmiyor. Neden olduğunu hiç merak ettiniz mi?
Cevabını ben vereyim; tasarruf ile borclanmadan üretim ile kalkınmaktır.
Bugün siz dolar kuru ve faiz ile oynayarak milli paramıza sahip çıkan insanların tasarrufunu eritiyor, yabancı para ile vurgun vurmak isteyenlere talep yaratarak manipülasyon yapıyorsunuz.
Bankaları küresel tefeci zihniyete satarken bu milleti üretmeden tüketmek ve borçlandırarak esir alırken neden onlarla kol kolaydınız?
Faiz o zaman dinin emri değil miydi?
Bu nasıl din ki işine gelmeyince faizi hatırlıyor, gelince hatırlamıyor?
Bu dinde israf neden haram değil?
Bizim ödediğimiz vergiler ile saraylar, uçaklar, lüks otomobil ve görgüsüz bir şekilde her türlü israf yapıyorsunuz.
Kaynakları sermayeye akataracaksın, millete gelince yok diyeceksin!
Paranın sahibi, ülkenin yurttaşı ve asıl sahibi bizleri görmezden geleceksiniz?
Ortaçağda mı yaşıyoruz? Burası ne Arabistan ne de bir şeriat devletidir. Din hiç kimsenin tekelinde değildir. Hiç kimse dinin temsilcisi yaratan adına yetkili değildir.
Toplumsal sözleşmemiz Anayasa Türkiye Cumhuriyeti’nin laik bir devlet olduğunu dinin devlet işlerine ve siyasete alet edilmemesi gerektiğini ve bu toplumun uzlaşarak verdiği karara uymak herkesi bağladığını bir kenara koyarak neden suç işliyorsunuz?
Katar ülkemize yeni fırsatları değerlendirmek için geliyoruz diyor.
Kelepir muamelesi görüyor ülke sayenizde.
Birleşik Arap Emirlikleri bir taraftan, Katar bir taraftan. Bunların arkasında kimler var biliyor musunuz? Yarın karşımıza yine kandırıldık diye mi çıkacaksınız?
Duruşu kuruş bozar. Batının kötü niyetli parası karşılığında milleti borçlandırma ve varlıklarımızı haraç mezat satarken bir duruşunuz yoktu zaten.
Hiç mi vicdan yok sizde!
Daha neyi satacaksınız?
Benim hakkımı bana sormadan, rızam olmadan iktidar oldum her istediğimi yaparım diyerek bugünlere geldiğinizi de ne çabuk unuttunuz!
Bugün refahı yaygınlaştıracağız itirafına ne demeli? Günaydın! Şimdiye kadar sermayeye ve sömürgeye kaynak aktarmak için meşgul olduğunuz için milleti unutmuş olabilirsiniz.
Herşeyi kaybettikten, oy oranı düşmeye başladıktan sonra bizi hatırladınız.
Demokrasi nedir biliyor musunuz?
Başarısız olmayı kabul etme tahammülüdür.
Yeter artık düşün yakamızdan.
Bu sadece iktidar için geçerli değildir.
Sizin gibi bir zihniyetin yan sanayi siyasetini yapan stepne muhalefet anlayışı içinde geçerlidir.
Düşün artık yakamızdan.
Bir kez olsun doğru bir iş yapın ki bir doğruyla anılma ihtimaliniz olsun.
Parayı üreterek ve tasarruf ederek bulmak yerine borçlanarak iflas ve küresel istilacılara işgal ettirdiniz ekonomiyi.
Faiz, sıcak para ve borç ekonomini neoliberalizmi savunan siz değil miydiniz?
Buradan çıkmak öyle kolay mı?
Bunun için önce yanlışlar ile yüzleşmek gerekir.
Faiz indirmek kur artışına sebep olur. Vurgun vurmak isteyenler için talep yaratır. Devlet manipülasyon aracı olabilir mi?
Merkez bankasını buna alet ederek bunu da başardınız?
Nasıl geri dönüş yapacaksınız çok merak ediyorum!
Duymak istediğinizi söyleyen liyakatsız herkesi sahiplendiniz ve beslediniz.
Liyakat sahibi hiç bir kimseye kulak vermediniz.
Arsa fiyatına fabrika sattınız!
Hiyerarşik ayrımcılık ayyuka çıktı.
Kimse görevini etik kurallara, Anayasaya göre yapamadı.
Herkes ağzınıza baksın istediniz!
Kaymak tabaka sadece cep doldurdu biz soyulduk siz hem destek oldunuz hem seyrettiniz.
Enerji ihtiyacını yabancı para ile tedarik eden bir ülke olduğumuzu döviz kurunu fırlatmadan önce neden düşünmediniz?
Tarımda üretimi ihmal ettikten, paramız var ki ithal ediyoruz dedikten sonra ithalatın yabancı para kuru ile oldunuğunu unutmuş olamazsınız!
Devletin aklı vardı önce o akıl nerede şimdi?
Bir kişiye devleti ve milyonlarca insanın hakkını yönetmeyi hangi gerekçeyle devrettiniz?
Devlet geleneğimiz ortak akıl ile millete hizmet aklıydı. Bunu neden yok ettiniz?
Ben yaptım oldu dayatmasına hala neden devam ediyorsunuz?
Sağlıksız bir yönetim anlayışı ile sağlıklı devlet yönetmek ve sağlıklı kalmak mümkün değildir.
Bu sonuç en fazla da sizin sağlığınız için bir tehdittir.
Hayat bu kadar hırsa değer mi?
Milyonlarca insanın hakkını nasıl ödemeyi düşünüyorsunuz?
Örneğin ben hakkımı helal etmiyorum. Etmeyeceğim! Nasıl helal ettirmeyi düşünüyorsunuz? Etmesen ne olur mu diyeceksiniz?
Milyonlarca insan hakkını helal etmediği için isyan ediyor. Duyuyor musunuz?
Yirmi yıla yakındır sermayeye, sömürgecilere ve topluma hiçbir faydası olmayan hiçbir üretim yapmayan diyanet gibi yapılara kaynak transferi bütçesi neden yapıyorsunuz?
Bu gidişle dünyada kaçacak yer bulamayaksınız.
Bunu yaşamak için neden milletle bir inatlaşma çabası içine giriyorsunuz?
Tadsızlığı da tadında bırakmak gerekmez mi?
Güven bir kere kayboldu mu bir daha kolay kolay geri gelmez.
Hukuk devleti olmazsak güven geri gelmez.
Cumhurbaşkanının yasama da, yürütme de ve yargı da benim demesi ne kadar doğru? Ayrıca bir milleti temsil makamı olan Cumhurbaşkanı siyaset ile ilişkisini neden kesmez ihale takibi ve açılışlara katılır mı? Neden her işe kendiniz karar veriyorsunuz? Ekibinizden hiç kimsenin neden sizden izin almadan söz hakkı yok?
Tepeden tırnağa sorunsunuz. Yaz yaz bitmiyor.
[] Önder KARAÇAY []
-
Mahşer Tufanı Sonrası Yaşananlar // Firavun Sonrası Son İbret Canlı Helak // Önder Karaçay
Son Yorumlar
Arşivler
- Temmuz 2024
- Haziran 2024
- Mayıs 2024
- Nisan 2024
- Mart 2024
- Şubat 2024
- Ocak 2024
- Aralık 2023
- Kasım 2023
- Ekim 2023
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Mayıs 2021
- Nisan 2021
- Mart 2021
- Şubat 2021
- Ocak 2021
- Kasım 2016
- Ekim 2016
- Eylül 2016
- Ağustos 2016
- Temmuz 2016
- Haziran 2016
- Mayıs 2016
- Nisan 2016
- Mart 2016
- Şubat 2016
Kategoriler
Meta